Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde enflasyon muhasebesi uygulamasına geçilmesi gerektiğini söyledi.
ATO’dan yapılan açıklamaya göre, Odanın 68 meslek komitesinde temsil edilen sektörlerin sorun, görüş ve beklentileri Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu, Gelir İdaresi Başkan Yardımcıları Ayşe Dilbay ile Mehmet Arabacı’nın da bulunduğu toplantıda konuşuldu.
ATO’nun Duatepe Hizmet Binası’nda gerçekleştirilen toplantıya, ATO Başkan yardımcıları, meclis ve komite üyeleri de katıldı.
Toplantıda konuşan Baran, enflasyon nedeniyle işletmelerin çeşitli yükümlülüklerle karşı karşıya kaldığını belirterek “Gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde enflasyon muhasebesi uygulamasına geçilmeli.” ifadesini kullandı.
Baran, işçi-işveren davaları, nitelikli eleman ihtiyacına da değinerek, reel sektörün kamudan alacaklarının tahsili konusunda yaşadığı sorunları da aktardı.
Kamunun reel sektöre rakip olarak piyasada yer almaması gerektiğine dikkati çeken Baran, “Devlet, özel sektöre rakip olmamalı. Buna karşın, devletin, serbest piyasa koşulları ve rekabete zarar vermeden, düzenleyici ve denetleyici rolü kuvvetlendirilmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Vergi vurgusu
Vergi uygulamaları konusundaki önerilerini de sıralayan Baran, KDV sistemindeki farklı oranların bazı sektörlerde uygulamada karmaşaya neden olduğunu kaydetti. Baran, “Aynı sektör içinde girdiler ve nihai ürünler üzerindeki KDV oranları farklılık arz ediyor. Vergide genellik ilkesine uygun, tek oranlı KDV sistemi işletmelerin rekabet gücünü artıracaktır.” ifadesini kullandı.
Baran, vergisini peşin ödeyenlere uygulanan indirim oranının yükseltilmesi gerektiğini işaret ederek kamunun reel sektöre ilişkin kararlarında esnaf ve tacirleri birbirinden ayırdığına dikkat çeken Baran, iki kesim arasında ayrım bulunmadığının, esnaflara sağlanan kolaylıklardan tacirlerin de faydalanması gerektiğinin altını çizdi.
Bakan Yardımcısı Yavilioğlu da Covid-19 salgını ile Rusya-Ukrayna Savaşı’nın küresel ekonomiyi dolayısıyla da Türkiye ekonomisini etkilediğini belirtti.
Yavilioğlu, söz konusu iki küresel unsurun ekonomiye etkilerini bertaraf edici faaliyetler yürüttüklerini, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkisiyle çalışmaların seyrinin değiştiğini bildirdi.
(AA)
